Günlerin Uzaklığındaki Varlıklardan Şükranlar
Edepsiz duygular yine baş gösterir, çıkar yuvasından teker teker. Yankılanan ve biten öyle çok şey olur ki, bitmeyecek gibi davranır bu zulüm. Tutkulu bir hiddet ardından gelip son vuruşunu yapar sanki...
Ve kendini görürsün yine aynada. Fakat her zamanki gibi son baktığın halde göremezsin kendini. Büyük bir oyun oynarsın herkese. Farklı maskeler altında büyük bir oyun. Ne olduğunu, nasıl o hale geldiğini bilmeyen bir edayla bakarsın aynalarda kendine. Tuhaf bir adam aynanın karşısına geçtiğinde dans eder karşında. Fakat kendine baktığında:
-Hayır... Ben yalnızca dinliyor ve susuyorum.
Ve işte o tüm bedenini kavuran bir soru aynadan..
''Evet bayan, ne istemiştiniz?''
-Hayır... Ben yalnızca dinliyor ve susuyorum.
Ve işte o tüm bedenini kavuran bir soru aynadan..
''Evet bayan, ne istemiştiniz?''
Fakat kötü, berduş bir halde. Zira birisi ona kötü davranmış olmalı..
...Ve bir maymun gibi oradan oraya zıplayan canlılar.
''Pekala, maskem nerede?''
''Pekala, maskem nerede?''
Büyük bir güruha konuşur gibi fakat içten bir ses ile..
''Ve baylar, bayanlar... Karşınızda on milyon kişilik!
Tüm alkışların hepsi sana.. Tüm bu övgüler ve hitaplar sana..
Ve konuşma başlıyor.
''Merhaba on milyon kişilik. Bugün ne olarak geldiniz?''
Bu büyük bir saçmalık olsa gerek!
Mayalandı mı insanlar?
- Odio, Odio, Odio -
Beyaz gelinlikler kurbanı bir kadın görüyorum.. Kim seni kana buladı?
Ve başlar şarkı söylemeye sarhoş bir şekilde..
-Ve güneş doğacak tepelerden,
Sular akacak, nehirler dolacak...
Kalpler birleşecek ve tek ağız,
Nefes alacak bu bedenler artık-
Alkışlar on milyon kişiliğe... Bunu hangi maske altında söylediniz acaba?
Saat henüz çok erken öyle değil mi?
Parçalanmış dakikalar... Şimdi siz onlara saniye mi diyorsunuz?
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder