28 Temmuz 2013 Pazar

-Bilmem- Bilmecesinden Aforizmalar


    Bir yağmurlu günü düşün; yollara bakan gözlerde.. 

    Toplumdur su damlalarından bir bütünlük oluşturan su birikintileri. Toplum her zaman aşağı ye doğru eğilimlidir. Dalga dalga, sürekli kendi seviyesinden aşağılarda arar yolu. Ve sonunda bir birikintiye gark eder kendini. Bu; binlerce toplumun oluşturduğu birikintidir. Ne kadar zorlu olursa olsun tüm engelleri aşıp, doğası gereği akışkanlığından da faydalanarak en aşağıyı seçer kendine. Yukarıdan düşen bireyleri de yeni bireylerimiz olarak varsayıyorum. Kimisi ana hedef olan en aşağıdan başlar, kimisi uzun bir yol katetmek zorundadır.

    Peki ya insanlar? Ne su kadar akışkan ne de su gibi insanları aşmakta ısrarcı.. Ya da tam tersinedir durum. İnsan toplumunun da aşağı yöne eğilimi gözardı edilemez bir durumdur. 


  Düşünebilen insan yukarıya tırmanmaya eğilimli olarak görür kendini her zaman. Ama su birikintisi gibi en aşağıdadır yeri her vakit. Yolu ve yordamı ona göre hazırlanmıştır doğası gereği. Kimisi evreni yanına alarak en aşağıdan(!) ulaşır hedefine.


    Ve elbet ki toplum da su gibi buharlaşan bir yapıya sahiptir. Bir gün en büyük düşmanı ortaya çıktığında bulutsuz bir vakitte, o da hayatına edebiyen son verecek bir dokunuşa imza atacaktır.


27 Temmuz 2013 Cumartesi

Günlerin Uzaklığındaki Varlıklardan Şükranlar

    Edepsiz duygular yine baş gösterir, çıkar yuvasından teker teker. Yankılanan ve biten öyle çok şey olur ki, bitmeyecek gibi davranır bu zulüm. Tutkulu bir hiddet ardından gelip son vuruşunu yapar sanki...
    
    Ve kendini görürsün yine aynada. Fakat her zamanki gibi son baktığın halde göremezsin kendini. Büyük bir oyun oynarsın herkese. Farklı maskeler altında büyük bir oyun. Ne olduğunu, nasıl o hale geldiğini bilmeyen bir edayla bakarsın aynalarda kendine. Tuhaf bir adam aynanın karşısına geçtiğinde dans eder karşında. Fakat kendine baktığında:

-Hayır... Ben yalnızca dinliyor ve susuyorum.

Ve işte o tüm bedenini kavuran bir soru aynadan..

''Evet bayan, ne istemiştiniz?''

Fakat kötü, berduş bir halde. Zira birisi ona kötü davranmış olmalı..

...Ve bir maymun gibi oradan oraya zıplayan canlılar.

''Pekala, maskem nerede?''

Büyük bir güruha konuşur gibi fakat içten bir ses ile..

''Ve baylar, bayanlar... Karşınızda on milyon kişilik!

Tüm alkışların hepsi sana.. Tüm bu övgüler ve hitaplar sana..

Ve konuşma başlıyor.

''Merhaba on milyon kişilik. Bugün ne olarak geldiniz?''

Bu büyük bir saçmalık olsa gerek!

Mayalandı mı insanlar?

- Odio, Odio, Odio -

Beyaz gelinlikler kurbanı bir kadın görüyorum.. Kim seni kana buladı?

Ve başlar şarkı söylemeye sarhoş bir şekilde..

-Ve güneş doğacak tepelerden,
 Sular akacak, nehirler dolacak...
 Kalpler birleşecek ve tek ağız,
 Nefes alacak bu bedenler artık-

Alkışlar on milyon kişiliğe... Bunu hangi maske altında söylediniz acaba?


Saat henüz çok erken öyle değil mi?

Parçalanmış dakikalar... Şimdi siz onlara saniye mi diyorsunuz?